Hikayesine ulaşmak istediğiniz karakterin resmine dokunun
Hikayesine ulaşmak istediğiniz karakterin resmine dokunun
Hikayesine ulaşmak istediğiniz karakterin resmine tıklayın
Sergei, Rusya'nın küçük bir kasabasında doğmuş ve büyümüş, renkli kişiliğiyle tanınan bir palyaçoydu. Genç yaşlardan itibaren sirkte çalışmaya başladı ve palyaço olmaya karar verdi. İnsanları güldürmek, onun için bir tutkuydu. Her gösterisinde, seyircileri kahkahalara boğmak için elinden gelenin en iyisini yapardı. Mükemmel bir mizah yeteneği yoktu ama palyaço kostümü altında gizlenen samimiyeti, onu halk arasında çok sevilen bir figür haline getirdi.
Ancak, her sanatçı gibi, Sergei de zaman zaman kötü performanslar sergiliyordu. Bir gece, sahnedeki bir performansı tam bir facia oldu. Esprileri düşük tempoda ve tatsızdı, akrobatik numaraları düşük hızda ve dengesizdi. Seyircilerin gülmesi gereken yerlerde sessizlik hakimdi. Gösteri sona erdiğinde, sirk alanı sessizlikle doldu ve izleyiciler hayal kırıklığı içindeydi.
Bu felaket gösterisinden sonra, bir eleştirmen gazete yazısında onu ağır bir şekilde eleştirdi. Sergei'nin performansını "aptalca," "hantal" ve "komik olmayan" olarak nitelendirdi. Çizdikleri aptal palyaço karikatürleri insanları Sergei’den daha fazla güldürdü. Artık adı aptal palyaço olarak anılmaya başladı. İnsanlar, eleştiri yazısını okuduktan sonra Sergei'nin gösterilerine gitmeye başladılar, ancak artık onun aptallıklarını görmek için gidiyorlardı. Her gösterisi büyük bir merakla bekleniyor ve insanlar, onun ne tür aptallıklar sergileyeceğini görmek için sıraya giriyordu.
Sergei, bir zamanlar insanları güldürmek için yaşayan bir palyaço olarak bu durum karşısında derin bir utanç içindeydi. Bu durum, onun özsaygısını ve ruh sağlığını derinden etkiliyordu. Bir gazete yazısı yüzünden bu duruma düşmesinde halkı da sorumlu tutuyordu. Çok kolay ve hızlı harcandığını düşünüyordu. Ama insanları hala seviyor ve onları eskisi gibi içten güldürmek istiyordu. Artık eleştirilerin dozu kaçmıştı. Olumlu davranışlar, başarılı gösteriler bile aptallıkla öne çıkıyordu. Sergei, bir zamanlar neşe kaynağı olan palyaço kimliğini kaybetmişti ve bu trajik bir dönüm noktasındaydı.
Zamanla, Sergei'nin zihnindeki bu karanlık düşünceler onu sarmış ve deliliğe sürüklemişti. Bir gün normalden çok daha vahşi bir şekilde sahneye çıktı. Sinirli ve gergin şekilde aptallığın ne kadar komik olduğunu haykırıyordu ve deli gibi gülüyordu. İnsanlar şaşırmış ve biraz da korkmuştu. Sergei kahkahalar atarken birden bire ağlamaya başladı. Kırmızı dev şapkasının boyun bağını açtı ve ters çevirdi. Şapkaya uzun uzun bakıp yere koydu. Ağlaması durmuş, donuk bir haldeydi. İnsanlara derin derin bakıp şu cümleyi kurdu: “Beni affedin dostlarım.” Şapkasının içinden çıkardığı el bombalarının pimlerini çekip etrafa fırlatmaya başladı. Gösteriyi savaş alanına çevirmişti. Kurtulan olmadı. Sergei’nin aptallıklarını izlemeye gelen herkes Sergei için satılan son biletlerin de sahibi olmuştu. İzleyicilerin en ön sırasında ise son zamanların en çok okunan kültür sanat eleştirmeni popüler gazeteci vardı…