Hoşgeldiniz. Ben Semih Berke. Kupür Creative kurucu ortağı ve kreatif direktörüyüm. Basılı ve dijital medyada birçok çalışmam oldu. Bu koleksiyonla işim dışında da sanatımı icra etmek istedim. Bu da benim yeni tutkum oldu.
Don't Forget My Eyes' koleksiyonu insanın en derin duygusal katmanlarına, iç çatışmalarına ve yaşadığı deneyimlerin psikolojik etkilerine odaklanıyor. İnsanların iç dünyasının karmaşıklığını sanat aracılığıyla ifade etmek istedim.
Koleksiyonumun her bir eserinde bir hikâye var. Bu hikâyeler, karakterlerin içsel yolculuklarını ve ruhsal dönüşümlerini yansıtıyor. Yaşadıkları deneyimlere göre değişen duygusal anlar, her eserde görsel olarak yakalanıyor. Ancak dikkat çekici bir detay var: Gözler. Ruhun ve kalbin aynası olarak bilinen gözler, koleksiyonumun merkezinde bulunuyor. İronik bir şekilde, karakterler ne yaşarsa yaşasın, gözleri değişmiyor. Bu, insanın iç dünyasının derinliklerine bir bakış sunuyor; zıtlıkları içimizde bir arada barındırabiliriz. Her bir karakter için yazdığım kısa hikâyeler, eserlerimi daha anlamlı kılıyor. Eserlerin ve hikâyelerin, insanın iç dünyasının karmaşıklığını ve toplumun etkisini yansıtan birer ayna niteliğinde olduğunu düşünüyorum.
Umarım karakterlerimin yaşadıkları ruhunuzda, kalbinizde bir yerlere dokunur. Darya, Sergei, Makena, Adrian, Aurelia, Kwame hepsi özünde masum ve iyi niyetli insanlardı. Lütfen etrafınızdaki böyle insanları yanınızdan ayırmayın, kimseyi bir canavara dönüştürmek için çaba harcamayın.
Bağlantılarımdan beni takip edebilir ve çalışmalarımı görme fırsatı bulabilirsiniz.
Ziyaretiniz için ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Bu gözleri unutmayın...
Hoşgeldiniz. Ben Semih Berke. Kupür Creative kurucu ortağı ve kreatif direktörüyüm. Basılı ve dijital medyada birçok çalışmam oldu. Bu koleksiyonla işim dışında da sanatımı icra etmek istedim. Bu da benim yeni tutkum oldu.
Don't Forget My Eyes' koleksiyonu insanın en derin duygusal katmanlarına, iç çatışmalarına ve yaşadığı deneyimlerin psikolojik etkilerine odaklanıyor. İnsanların iç dünyasının karmaşıklığını sanat aracılığıyla ifade etmek istedim.
Koleksiyonumun her bir eserinde bir hikâye var. Bu hikâyeler, karakterlerin içsel yolculuklarını ve ruhsal dönüşümlerini yansıtıyor. Yaşadıkları deneyimlere göre değişen duygusal anlar, her eserde görsel olarak yakalanıyor. Ancak dikkat çekici bir detay var: Gözler. Ruhun ve kalbin aynası olarak bilinen gözler, koleksiyonumun merkezinde bulunuyor. İronik bir şekilde, karakterler ne yaşarsa yaşasın, gözleri değişmiyor. Bu, insanın iç dünyasının derinliklerine bir bakış sunuyor; zıtlıkları içimizde bir arada barındırabiliriz. Her bir karakter için yazdığım kısa hikâyeler, eserlerimi daha anlamlı kılıyor. Eserlerin ve hikâyelerin, insanın iç dünyasının karmaşıklığını ve toplumun etkisini yansıtan birer ayna niteliğinde olduğunu düşünüyorum.
Umarım karakterlerimin yaşadıkları ruhunuzda, kalbinizde bir yerlere dokunur. Darya, Sergei, Makena, Adrian, Aurelia, Kwame hepsi özünde masum ve iyi niyetli insanlardı. Lütfen etrafınızdaki böyle insanları yanınızdan ayırmayın, kimseyi bir canavara dönüştürmek için çaba harcamayın.
Bağlantılarımdan beni takip edebilir ve çalışmalarımı görme fırsatı bulabilirsiniz.
Ziyaretiniz için ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Bu gözleri unutmayın...
Hoşgeldiniz. Ben Semih Berke. Kupür Creative kurucu ortağı ve kreatif direktörüyüm. Basılı ve dijital medyada birçok çalışmam oldu. Bu koleksiyonla işim dışında da sanatımı icra etmek istedim. Bu da benim yeni tutkum oldu.
Don't Forget My Eyes' koleksiyonu insanın en derin duygusal katmanlarına, iç çatışmalarına ve yaşadığı deneyimlerin psikolojik etkilerine odaklanıyor. İnsanların iç dünyasının karmaşıklığını sanat aracılığıyla ifade etmek istedim.
Koleksiyonumun her bir eserinde bir hikâye var. Bu hikâyeler, karakterlerin içsel yolculuklarını ve ruhsal dönüşümlerini yansıtıyor. Yaşadıkları deneyimlere göre değişen duygusal anlar, her eserde görsel olarak yakalanıyor. Ancak dikkat çekici bir detay var: Gözler. Ruhun ve kalbin aynası olarak bilinen gözler, koleksiyonumun merkezinde bulunuyor. İronik bir şekilde, karakterler ne yaşarsa yaşasın, gözleri değişmiyor. Bu, insanın iç dünyasının derinliklerine bir bakış sunuyor; zıtlıkları içimizde bir arada barındırabiliriz. Her bir karakter için yazdığım kısa hikâyeler, eserlerimi daha anlamlı kılıyor. Eserlerin ve hikâyelerin, insanın iç dünyasının karmaşıklığını ve toplumun etkisini yansıtan birer ayna niteliğinde olduğunu düşünüyorum.
Umarım karakterlerimin yaşadıkları ruhunuzda, kalbinizde bir yerlere dokunur. Darya, Sergei, Makena, Adrian, Aurelia, Kwame hepsi özünde masum ve iyi niyetli insanlardı. Lütfen etrafınızdaki böyle insanları yanınızdan ayırmayın, kimseyi bir canavara dönüştürmek için çaba harcamayın.
Bağlantılarımdan beni takip edebilir ve çalışmalarımı görme fırsatı bulabilirsiniz.
Ziyaretiniz için ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Bu gözleri unutmayın...